Bon Jovi, 40 milyonu ABD'de olmak üzere tüm dünyada 120 milyon albüm satan, New Jersey kökenli bir hard rock grubudur[1]. 50 ülkede 3000'den fazla konser verdiler ve 35 milyon kişi canlı performanslarına tanıklık etti. 90'larda MTV'nin gerçekleştirdiği Unplugged serilerine ilham kaynağı olmuşlardır.
Oluşumları
Bon Jovi'nin Stuttgart konseri (2001)
Bon Jovi'nin Stuttgart konseri (2001)
Jon Bon Jovi, New Jersey'de ufak yerlerde çeşitli gruplarla birlikte konserler veriyordu. Kuzeni Tony'nin New York'ta Power Station adını taşıyan bir kayıt stüdyosu vardı. Bu stüdyoda E Street Band ve Aldo Nova gibi tanınmış isimlerle demolar kaydeden Jon, bunlardan 1982'de bir yaz gecesi kaydedilen Runaway adını taşıyan tek parçalık demosuyla bir anda New York Long Island 'daki WAPP radyo istasyonun dikkatini çekti. Daha sonra ise Runaway tüm Amerika'daki radyolarının en çok çalınanları arasında yer alacaktı.
Plak şirketleri vakit kaybetmeden John Bongiovi adıyla, grubu olmadan tek başına Runaway gibi bir hiti yaratan bu gencin peşine düştü. 1983 yılında Polygram/Mercury Records ile yapılan albüm anlaşmasından sonra John ilk olarak o yıllarda klasik müzik eğitimi almakta olan lise arkadaşı David Bryan'ı grupta çalması için ikna etti. Sıra davul setine oturacak uygun adamı bulmaktaydı. John New Jersey'deki gruplarda bass gitar çalan Alec John Such ile tanıştı. Beraber konserler veren üçlü daha sonra Alec'in vasıtasıyla Franke&The Knockouts isimli grupta baget sallayan Tico Torres'i saflarına katttılar. Gruba en son olarak ise gelecekte gurubun Jon Bon Jovi'den sonraki en popüler elemanı olacak olan gitarist Richie Sambora katıldı.
Sahne Geçmişleri
Bon Jovi'nin kendi adını taşıyan ilk albümü Ocak 1984 yılında yayınlandı. Single olarak yayınlanan Runaway Amerika Billboard listelerinde Top 40'a girdi. Avrupa ve Amerika'da "Kiss" ve "Scorpions" gibi gruplarla birlikte sahneye çıkarlarken, Japonya'da verdikleri solo konserler ise beklenmedik derecede büyük ilgi gördü. Yıl sonunda "Cream" dergisinin ilk onunda yer alan grup, "Kerrang" dergisi tarafından yılın en iyi yeni grubu, Japonya'da ise yılın gurubu seçildi.
1985 yılında grubun 2. albümü 7800 Degrees Fahrenheit piyasaya çıktı. Albüm Amerika'da yarım milyonun üzerinde sattı. Albümün en büyük hiti kuşkusuz In And Out Of Love idi. Albümün turnesi esnasında "Donnington Monsters Of Rock", "Texas Jam Festival" ve Amerikalı çiftçiler yararına verilen "Farm Aid" konserlerinde yer aldılar.
1986 başında Bon Jovi, Vancouver'da üçüncü albümlerinin kayıtlarına başladı. Prodüktör Bruce Fairbain ve o zamanlar bir ses teknisyeni olan Bob Rock ile "Little Rock" stüdyolarında 6 ay albüm üzerinde çalıştılar.
Ağustos 1986'da Slippery When Wet adı altında yayınlanan albüm, Bon Jovi'yi zirveye taşıyan albüm oldu. Slippery When Wet, 1987 yılının en çok satan albümü olurken[2]You Give Love A Bad Name ve Livin On A Prayer singleları Amerika'da 1 numaraya kadar çıktı, İngiltere'de ise ilk 5'e girdi. Üçüncü single Wanted Dead Or Alive ise Amerika'da ilk 10 İngiltere'de ilk 20'de yer aldı.
Bon Jovi artık çok daha büyüktü. Ağustos 1987'de yine "Donnington-Monsters Of Rock"'a katıldılar. Ama bu sefer başlık ismi onlardı; altlarında ise "Dio", "Metallica", "WASP", "Anthrax" ve "Cinderella" gibi hiç de yabana atılmayacak gruplar vardı. Grubun girişte söylediği We Are An American Band şarkısına "Kiss"ten Gene Simmons ile Paul Stanley, "Twisted Sister"dan Dee Snider ve "Iron Maiden"dan Bruce Dickinson eşlik etti. 70.000 kişinin katılımıyla konser Bon Jovi kariyerinin doruk noktalarından biriydi. Çıktıkları geniş kapsamlı dünya turnesi 1987 Ekim ayında Hawai'de sona erdi. 16 ay süren turne boyunca 250 konser vermişlerdi.
Slippery When Wet albümünün ardından 2 sene sonra yayınlanan 4. albüm New Jersey Eylül 1988'de vitrinlerdeki yerini aldı. Bir önceki albümü aratmayacak bir başyapıt olan New Jersey 2 tane 1 numara olacak parçasıyla da dikkat çekiyordu: Bad Medicine ve I'll Be There For You. Yayınlanan diğer parçalar Born To Be My Baby, Lay Your Hands On Me ve Living in Sin ise ilk 10'a girdi.
Ağustos 1989'da Moscow Peace Festival'da başlık ismi olarak sahne aldılar. New Jersey albümü Sovyet Rusya'da batılı bir grup tarafından yayınlanan ilk albüm oldu; daha önce ne Beatles ne de Rolling Stones'un albümleri Rusya'da yayınlanmamıştı. Aynı yıl MTV Video Müzik Ödülleri'nde sahne alan grup efsaneleşmiş akustik performanslarını gerçekleştirerek Livin On A Prayer ve Wanted Dead Or Alive 'ı çaldılar. Bu performansları Mtv Unpluggged serisine ilham kaynağı olup ve akustik gitarla yapılan şarkıların sayısının artmasına sebep olmuştur.
Turne ise 1990 yılında Meksika'nın Guadalajara şehrinde sona erdi. Turne boyunca 22 ülkede 232 konser veren gurbu 5 milyon kişi canlı olarak izledi. Grubun muhteşem başarılara imza attığı 2 yıla yakın uzun Dünya turnesi iyi geçmesine iyi geçmişti ama Jon, Richie, David, Tico ve Alec hem bedenen, hem zihnen, hem de duygusal olarak iflasın eşiğine gelmişlerdi. Turne esnasında sık sık kavga etmişler ve kopma noktasına gelmişlerdi. Turne bittiğinde hepsi birbirine hosçakal bile demeden farklı uçaklara binip kendi yollarına gittiler. Bu yüzden daha önce turneyi bitirir bitirmez yeni albüm çalışmaları için kolları sıvayan grup üyeleri ilk defa tatil yapmayı ve uzun süre aileleriyle vakit geçirmeyi uygun gördüler.
Bu arada Jon Bon Jovi hiç hesapta yokken kendini bir anda film müziği sektörünün içinde buldu. "Young Guns II" filminin müziklerini içeren, Blaze Of Glory ve Miracle olmak üzere iki büyük hiti bünyesinde barındıran Blaze Of Glory, 1990 yılında piyasaya çıktı. Albümle aynı adı taşıyan ilk single Blaze Of Glory listelerde vahşi bir kovboy gibi esti ve bir numaraya kemendi taktı. Jon bu şarkı ile en iyi film müziği dalında Altın Küre/Golden Globe ödülünü[3], Amerikan Müzik Ödülleri 'nde ise en iyi Pop/Rock Single ödülü aldı ve Grammy ile Oscar'a aday oldu. Her ne kadar Oscar'ı alamadıysa da törende sahne alarak bir hayalini daha gerçekleştirmiş oldu.
Jon Bon Jovi ve Richie Sambora, Dublin, 2006
Jon Bon Jovi ve Richie Sambora, Dublin, 2006
1988-1992 arası Bon Jovi'nin albüm yapmadığı dönemde Rock müzik dünyası tamamen değişmiş Bon Jovi ile anılan Hair Band'ler tarihe karışmış ve Alternatif müzik piyasaya hakim olmuştu.
Kasım 1992'de yayınlanan Bon Jovi'nin geri dönüş albümü "Keep The Faith" Bon Jovi'ye dünyada yeni marketler kazandırarak popülerliklerini uluslararası alanda farklı bir boyuta sokmuştur. Albümün turnesi esnasında grup bir çok ülkede ilk kez sahne almıştır. Bon Jovi 90'lı yıllarda da ticari başarılarını sürdürmeye en büyük stadyum rock gruplarından biri olarak devam etti. Bon Jovi ile anılan Hair Bands ya da Pop Metal akımlarının tarihe karıştığı günlerde Bon Jovi hala büyük kitlelere ulaşabildiğini kanıtlıyordu.
1992'de yayınlanan "Keep The Faith", 1994'te yayınlanan "Crossroad", 1995'te yayınlanan "These Days" ve 2000 yılında yayınlanan "Crush" albümlerinin hepsi listelere İngiltere'de 1 numaradan Amerika'da da ilk 10'dan giriş yaptı. "Keep The Faith", "Bed of Roses" , "Always" , "This Ain't A Love Song" ve "It's My Life" singleları hem Amerika'da hem İngiltere'de büyük hit oldu.
Grubun 9.stüdyo albümü Have A Nice Day ise 23 Eylül 2005 tarihinde müzik marketlerdeki yerini aldı. Bon Jovi bir kez daha kendi rekorlarını kırdı ve albüm Amerika'da Bon Jovi kariyerinin en iyi ilk hafta satışını yaparak Billboard listelerinde ilk 200'e 2 numaradan girdi. Have A Nice Day, 15 ülkede listelere 1 numaradan girerken turne de toplamda 130 milyon dolar hasılat yaparak 2006 yılın en büyük 3 turnesinden biri olmayı başardı. Ancak Wembely Stadyumu'nun inşaatının yetişmemesi sebebi ile yeni Wembley'nin ilk konserini verme şansını kaçırdı.
Grup, Have A Nice Day albümünün satışlarından elde edilen gelirden 1 milyon dolarlık bölümü Amerika'da Katrina Kasırgası'nda evlerini kaybeden ailelere bağışladı. Bu bağışla yapılan 30'dan fazla evin bulunduğu bulvara "Bon Jovi Boulevard" adı verilmiştir. Grup, yine benzer bir hassasiyetle Have a Nice Day albümünün hem rock singles hem de country singlesda bir numara olan "Who Says You Can't Go Home" isimli şarkısının video klibinin bütçesini Philedelphia'da 4 ev yaptırmak için harcamıştır. Grup üyelerinin ve sponsorların katkısı ile tamamlanan evlerin inşaatında çekilen son derece düşük bütçeli prodüksiyon da bu şarkının video klipi olarak yayınlanmıştır.
(You Want To) Make A Memory'nin ilk single olarak yayınlandığı,grubun Country-Rock tarzını benimsediği 10. stüdyo albümleri "Lost Highway" 19 Haziran 2007'de yayınlandı.Albüm Amerikada Billboard 200 albüm satış listelerine 1 numaradan girerek daha önce "Have A Nice Day" albümü ile ede ettikleri en iyi ilk hafta satışını geçme başarısını gösterirken Avrupa Top 100(4 Hafta),Kanada(4 Hafta),Almanya,Hollanda,İsviçre(5 Hafta),Danimarka(2 Hafta),Avusturya(3 Hafta),Tayland,Tayvan,Japonyada listelere 1 numaradan giriş yaptı ve Avusturalya Country listlerinde ard arda 6 Hafta 1 numarada kalmayı başardı."[1]
Lost Highway albümü için hiç bir ticari beklentisi olmayan grup bu albüm içinde turneye çıkmayı planlamamıştı fakat albümün beklenenden daha iyi bir başarı elde etmesi nedeni ile grup yeniden daha Have A Nice Day turnesinin üzerinden 1 yıl geçmiş olmasına rağmen büyük bir Dünya Turuna çıktılar.9 ay süren turne boyunca Kuzey Amerika,Yeni Zelanda,Avusturalya,Birleşik Arap Emirlikleri,Japonya ve Avrupadaki bir çok şehirde 100 e yakın konser verdiler.Turne 112.4 milyon dolarlık hasılatla 2008 yılının ilk altı ayı içerisindeki en çok hasılat yapan turne olmayı başardı.Ekim 2007-Temmuz 2008 arası süren turnenin tamamının 200 milyon dolardan fazla hasılat yapmış olması bekleniyor